20 Kasım günü tüm dünyada Çocuk Hakları Günü olarak kutlanmaktadır. Fakat biz bugün hepimizi insanlığımızdan utandıran çocuk istismarından, bombalardan kaçan çocuklardan, dalgaların boğup sahile attığı bedenlerden bahsediyoruz.
Her çocuk, insanlığın geleceğini yüreğinde taşır. Bir çocuğun hayatını karartmak, insanlığın ufkunu karartmaktır. Çocuğun duygu ve düşünceleri değerli; canı ve bedeni dokunulmazdır. Huzurlu, güvenli ve sağlıklı bir ortamda büyümek, onun yaratılıştan getirdiği en tabii hakkıdır.
Çocuğun emeğini, bedenini, geleceğini istismar etmek, insanlığın tefessüh ve iflas ettiği son noktadır. Çocuk istismarı hem Yüce Allah hem de insanlık önünde hesabı verilemeyecek ağır bir suçtur. Çocuğun her anlamda ihmal ve istismarı ile mücadele etmek, dinî ve hukukî bir sorumluluktur.
Hiçbir kız çocuğu; rızası olmadan, anne olma özelliği kazanmadan ve eş olmanın anlamını kavramadan evlendirilemez. Hiçbir çocuk; hırsın, güç ve iktidar mücadelesinin, savaş ve şiddetin yükünü çekmeye mecbur, mağdur ve mazlum edilemez. Allah’ın emaneti olan çocuklarımızın, taşıyamayacakları bedensel ve duygusal yükler altında ezilmelerine izin ve müsamaha gösterilemez.
İnsanlık; çocuk için iyilik düşünmedikçe, dünyayı çocuğun üstün menfaatine ve önceliklerine göre tasarlamadıkça, çocuğa “yeryüzünün küçük ve onurlu halifesi” gözüyle bakmadıkça iflah olamaz.
Prof. Dr. Mehmet Görmez
Diyanet İşleri Başkanı