01.04.2019

İLÇE MÜFTÜMÜZ HÜSEYİN BUROĞLU'NUN MİRAÇ KANDİLİ MEAJI...

03 Nisan 2019 Salı gününü Çarşambaya bağlayan gece Miraç Kandili yeniden idrak edeceğiz. Recep ayının 27. gecesinde gerçekleşen İsra ve Miraç; Peygamberimiz (SAS)’in önce Mescid-i Haram’ dan Mescid-i Aksa’ ya oradan da Yüce Mevla’ nın sonsuz ayet ve kudretini müşahede etmek için semaya kadar uzanan içerisinde pek çok ilahi hikmet ve bereketi barındıran manevi bir yolculuktur.

Miraç, bir arınma ve Allah' a yükseliştir. Allah' a yükselmenin yolu heva ve heveslerinden, hırs ve intikam duygularından, öfke ve gazaptan, kibir ve gururdan vazgeçerek Allah' ın yoluna girmektir. Bugün miracın yücelme ve yükselme anlamlarını dikkate alarak kişinin, toplumun ve bütün insanlığın maddi-manevi yükselişi üzerinde yeniden düşünmeliyiz.

Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) Miraç' tan hediye olarak getirdiği Bakara suresinin son ayetlerinde Rabbimiz bizlere yüksek sorumluluklarımızı ve zaaflarımızı birlikte hatırlatmaktadır. Sorumluluk bir emanettir ve emaneti omuzlarında taşıyan bütün insanlar, her türlü kin ve öfkeden, haset ve fesattan, gurur ve kibirden uzak durarak bütün insanlara hatta bütün mahlûkata karşı mütevazı olmak zorundadır. Zira Efendimiz’ in (s.a.v) ifadesiyle tevazu yüceltir, kibir düşürür, gurur aldatır, haset bitirir. Nefsimizin zaafları bizi her türlü yüceliş ve yükselişten alıkoyar.

İslam Dininde Allah'ın kullarının birbirine üstünlüğü yoktur. Güç, kuvvet ve kudret yalnız ve yalnız Allah'ındır. Başımıza gelen her musibeti ve felaketi, bizler acaba Allah'ın gücüne gidecek bir hatamız mı oldu, bir gönül mü kırdık, diye kendi nefis muhasebemize vesile bilir ve son nefesimize kadar bu sorumluluk duygusuyla hareket ederiz.

Yeryüzünün bütün canlılarına olduğu gibi yaratılmışların en seçkini ve şereflisi olan insana hürmet etmeye, İnsanın ve bütün canlıların hukukunu korumaya mecburuz. Bizler hayatımızın her anında birbirimizin rakipleri değil yardımcıları ve şahitleriyiz. Dolayısıyla fert, cemiyet ve toplumsal düzeni korumakla görevli olan herkesin, hepimizin birbirimizin hukukunu koruması en mukaddes görevlerimizin başında gelir.

Bu mübarek gecenin yüzü suyu hürmetine Rabbi Rahimimizden incinmiş kalplerimizi birleştirmesini diliyoruz. Allah'ım bize merhamet eyle! Bizi birbirimize şahitler ve veliler kıl! Muhabbetimize, birliğimize, kardeşliğimize gölge düşüren her türlü şiddetten, nifaktan ve bütün şerlerden bizleri muhafaza eyle, birliğimizi ve dirliğimizi ihsan eyle.
Bugün Mirac-ı Nebevinin sırrına ermenin yollarından biri de ibadetlerimizi bu gecenin hürmetine gerçekleştirirken sağlam ve donanımlı birer mümin olmanın yollarına ulaşmaktır. Başkaları için ne ifade ettiğimiz, kimi neden öfkelendirdiğimiz, kimlerin duasına muhtaç olduğumuz, kimlerin şerrinden Allah'a sığınmamız gerektiği konusunda kendimizi sorgulamamız gerekmektedir.
Mirac-ı Nebi'ye hürmeten kırılan kalpleri onarmak, yıkılan köprüleri yeniden kurmak, unuttuklarımızı bir daha hatırlamak, kaybettiklerimizin peşine düşmek yapmamız gereken vazifelerdir.

Bu duygu ve düşüncelerle Şanlıurfalı kardeşlerimin ve tüm İslam Alemi’ nin Miraç Kandilini tebrik eder, Kandilin İlimize, Ülkemize ve Alem-i İslam’a   hayırlar getirmesini, insanlığın huzur ve saadetine vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ederim.